10 Kasım 1938 ile başlayan büyük ihanet sürecinin son 25 yılda tamamen açığa çıkan sonuçlarını yaşıyoruz.
Teşbihte hata olmaz derler.
Türk’ün gönlünde her zaman devleti ebet müddet vardır ancak tarihimiz, özümüz, kültürümüz bize gerçekten doğru bir biçimde ne kadar öğretildi?
Hakikat nerede gerçekten biliyor muyuz?
Bir asır önce Emperyalizme atılan tokatın acısını unutamayanlar ülkemizi bu hale getirirken, o kutlu devlet diyenler neredeydi?
Kurucu değerleriyle ve devrimleriyle sadece Türkiye’de değil tüm dünyada mazlum uluslara umut ışığı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatan hainlerinin elinde can çekişirken neredeydiniz?
Atamızın vefatını fırsat bilenlerin kasıtlı ve bilinçli olarak uyguladığı ihanet politikalarının sonucunda, helalinden çalışarak hayatta kalmaya çalışan gururlu vatandaşlarımız üç kuruşa muhtaç hale getirilirken neredeydi o kutlu devlet diyenler?
Sıvasız evlerden çıkan şehit cenazelerini mi hak görüyorlardı Türk Milleti’ne?
Gariban yoksul vatandaşlarımız bin bir çile ile varolma mücadelesi verirken neredeydiniz?
Yeni doğan bebekler, insanlıktan nasibini almamış çeteler tarafından katledilirken neredeydiler o kutlu devlet diyenler?
1945’de o kutlu devleti elinden alınan Türk Milleti’ne yine devletini geri vermek için bu gerçeklerle yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Bunun için mazeretsiz ve tereddütsüz tüm Cumhuriyetçi ve Milliyetçi yurtseverlerin birlik olması gerekiyor.
Birlikte başarabiliriz.
Başarmak zorundayız.
