YENİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: (PKK) BARIŞ KOMİSYONUN KURULMASI İLE AMAÇLANAN
MADDE 1
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
MADDE 3
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklâl Marşıdır. Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4
Anayasa’nın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
Halkın tamamına yakını, yeni Anayasa değişikliği için yukarda ki maddeleri algılamakta ve onlara dokunamazsınız diye bazı siyasi partilerde bu konuda söylem geliştirmektedir.
Aslında bu bir halk üzerinde, bir yanılsama yapmak için kurgulanmış bir oyundur.
Meselenin özü, aşağıda anlatılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. ve 66. maddeleri, devletin varlık şartlarını belirleyen ve milletin birliğini koruyan en temel güvencelerdir.
Bu maddeler üzerinde yapılacak her türlü oynama girişimi, Cumhuriyetin bölünmez bütünlüğüne yöneltilmiş açık bir tehdittir.
ANAYASANIN 42. MADDESİ, Türkçe’nin eğitim dili olmasını ve eğitimin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda yürütülmesini güvence altına alır.
Türkçeden başka bir dilin “ana dil” olarak kabul edilmesi ya da resmî eğitim dili haline getirilmesi, milletin ortak dil bağını koparır.
Ortak dilin parçalanması, ortak millet bilincinin parçalanması demektir.
Yarın bir gün farklı toplulukların farklı dillerde eğitim alması, farklı uluslara dönüşme sürecini hızlandırır.
Atatürk ilkelerinin eğitimden çıkarılması ise Cumhuriyetin temel harcını çözer, yeni nesilleri ortak milli ülküden koparır ve devleti kimliksiz bir kalabalığa dönüştürür.
ANAYASANIN 66. MADDESİ, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin “Türk” olduğunu ilan eder.
Bu madde, farklı kökenlerden gelen tüm yurttaşları tek bir kimlikte buluşturur.
Bu tanım, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli devlet niteliğinin özüdür.
Eğer bu ifade kaldırılır, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” gibi nötr bir tanımla değiştirilirse ya da vatandaşlık etnik unsurlara bölünerek yazılırsa, ortak millet kimliği yok olur.
Türkiye “çok uluslu” bir devlet görüntüsüne sürüklenir ve bu da uzun vadede ayrışma, çatışma ve dağılma tehlikesini doğurur.
Unutulmamalıdır ki, 42. ve 66. maddeler yalnızca hukuki düzenlemeler değil, aynı zamanda bu milletin varlık senedidir.
Bu maddelere dokunmak, Türk Milleti’nin birliğine, Cumhuriyetin temel felsefesine ve devletin bölünmez bütünlüğüne kastetmek demektir.
Bugün bu maddeleri değiştirmek isteyenler, aslında Cumhuriyetin kalbine hançer saplamak isteyenlerdir.
Milletimiz bilmelidir ki, Türk kimliğinin ve Türkçe’nin korunmadığı bir düzen, bağımsız bir Türk Devleti değil; parçalanmaya sürüklenmiş bir yapıdır.
Cumhuriyetin harcı Türkçe ile yoğrulmuştur, çatısı Türk Milleti kimliğiyle kurulmuştur.
42. ve ve 66. maddeler bu binanın taşıyıcı sütunlarıdır.
Bu sütunlar yıkılırsa, Cumhuriyet de ayakta kalamaz!
İtiraz edeceklere öneri, ilk 4 madde yerine 42. ve 66. maddelere odaklanmalılar.